Bekir Coşkun hakkında yazı yazan Haşmet Babaoğlu'na okurları ne cevap verdi?

Haşmet Babaoğlu / Vatan Mektuplarınıza teşekkürler... Kendime ve memlekete dair ne çok şey öğrendim! * Yazınızda Sn. Bekir Coşkun’a saldırıda bulunmuşsunuz. Bence televizyonlarda “geyik yapan” bir gazeteci olarak onun adını ağzına alacak en son kişisiniz. Coşkun’un bu yazısı ile başlarına çocuk şapkası benzeri tuhaf şeyler takarak Çankaya Köşkü’ne dahi çıkma inadından vazgeçmeyen tarikatçıları kastettiğini dahi anlamamış veya anlamak istememişsiniz. Anlamanız için zekâ seviyenizin daha uygun bir seviyede olması gerekir diye düşünüyorum. (Meral B.) * Bizlere M. Kemal Atatürk’ün affedemediği 1919-1927 yılları arasındaki İstanbul basınını hatırlattınız. Zengin bir kültüre sahip olabilirsiniz ama madem İstanbul’dan Türkiye’nin gerçeklerini göremiyorsunuz, yine sanatla ve sporla meşgul olun! (Dr. Cihat A.) * Vah zavallı köşe yazarı! Sen Bekir Coşkun’u tenkit ederek ne bekliyorsun acaba? Farkında değilsin herhalde; sen suya sabuna dokunmadan idare edip giderken sayın Coşkun düzeyine erişemeyeceğin bir noktada! Seni kınıyorum, basındaki yerini iyi bil ve durumu idare et... (Oral A.) * Bekir Coşkun’un avukatı değilim, ben sade bir Vatan Gazetesi okuyucusuyum ama sizin yazılarınız düne kadar börtü böcekten, yemekten, Alaçatı’dan, yazlıktan, geziden, ottan, sütten bahseden yazılardı. O zaman size sormazlar mı? Siz de mi AKP sempatizanı oldunuz diye!.. Türbanlıları o kadar çok seviyorsanız neden çok modern bir hanımla birliktesiniz? (Türkan İ.) * 90 Dakika’nın yalakası adam olmuş da Bekir Coşkun’u halk dalkavukluğu yaparak eleştiriyor o küçücük beyni ile... Evet, türbanlı ümmetçi kısmı verdikleri yüzde 47 oyun milyonda biri kadar protestolara katılmadılar! Bekir Coşkun senin gibi yalaka entel olmadığı için bu gerçeği ortaya koydu! Çok da iyi yaptı. Türban denen şeriatçı amblemi kadını balıklama ikinci sınıf yapan bir Orta Çağ uygulamasıdır. Ah bizim entel çocuk, o başı örtülü ve türbanlı şehit anaları icin ne de çok gözyaşı dökermiş! Yalancı hayvan! Eğer sen gerçekten o analar için üzülseydin 5 yıllık AKP iktidarının ülkeyi nasıl bu hale getirdiğini sorgulardın. (Kaan K.) * Sizi hiç okumam. Bir dostum aracılığıyla Bekir Coşkun’u eleştiren yazınızı okudum. Bir daha da okuyacağımı sanmam. Sayın Coşkun’un seviyesine ulaşmanız için Alaçatı Kara Fırın’dan kırk yıl ekmek yemeniz gerekir. Saygılar. (Leyla K.) * Bekir Coşkun’u herhalde okuyucu kisvenizle eleştiriyorsunuz. Aksini düşünmek zor. Mesela ben de şiir yazarım ama kendimi Orhan Veli ile kıyaslasam komik olurum! Bekir Coşkun’un her üç yazısından en az bir tanesi kesilip çerçeveletilerek duvara asılacak kadar güzeldir. Siyasal içerik olarak değil, öncelikle edebi ve destansı güzelliği için. Ben Bekir Coşkun’u çok kereler tüylerim diken diken olarak okurum. Sanırım, o yıllar sonra şeref listesinin en üstlerindeki yerini korurken, bugün siyasetin koruması altında dokunulmazlıkları olan akımların modası geçtikten sonra “mütareke basını” ile aynı kefeye transfer edilecek ve tiksinti ile anılacak nice köşe yazarları göreceğiz! Öyle anılacaklar, zira 16. yüzyıl dogmalarını bu ülkenin başına saranları legalize etmek için olağanüstü çabalar harcadılar. (Gürhan. T) * Size söylenecek tek cümle var: Önce yazar olmayı başarın, asıl bölücülük sizin yazınızda. Şu “göbeğini kaşıyan adam”dan kastın ne olduğunu çok iyi bilirsiniz de işinize gelmez. Onlar sayesinde varsınız çünkü! (Esin U.)