Hürriyet'in şahitleri nasıl ifade verdi?

Hürriyet'in şahitleri nasıl ifade verdi?
Güncelleme:

Gazeteci Faruk Eskioğlu'nun 'sigortalarının yatırılmadığı' iddiasıyla Hürriyet gazetesi aleyhine açtığı davaya işveren şahiti olarak katılan Vahap Munyar,Nurten Erk ve Emre Özpeynirci ifade verdi.

Gazeteci Faruk Eskioğlu'nun 'sigortalarının yatırılmadığı' iddiasıyla Hürriyet gazetesi aleyhine açtığı davada işverenin şahidi olarak ifade veren Hürriyet Ekonomi Müdürü Vahap Munyar, 'davacı telifliydi' dedi. Bakırköy 3'ncü İş Mahkemesi'ndeki duruşmaya işveren şahiti olarak katılan Vahap Munyar, Hürriyet ekonomi muhabiri nurten Erk ve Emre Özpeynirci ifade verdi. İşverenin şahit gösterdiği "Tüketicinin Erkan Abisi" köşesinin yazarı Erkan Çelebi ise duruşmaya katılmadı. Hakim, Eskioğlu'nun şahitlerinin de dinlenilmesi için ikinci duruşmanın 1 Mayıs'ta yapılmasına karar verdi. Gazeteci Eskioğlu'nun 1998-200 arasında 22 ay boyunca Hürriyet Gazetesi'nde tam gün çalışmasına karşın sigortasının yatırılmadığını öne sürerek mahkemeye başvurmuştu. Hürriyet işvereni ise davacının "telifli" olduğunu iddia ederek Eskioğlu'nun 4 eski iş arkadaşını da şahit olarak göstermişti. “ESKİOĞLU TELİFLİYDİ” İşveren şahidi Munyar şu ifadeyi verdi: "...davacı haftanın belirli günlerinde gazeteye geliyorlardı haberlerini teslim edip fotoğraflarını teslim ediyordu. Davacının telif ücreti aylık olarak belirlenmişti bir haber de getirse belirlenen ücreti, 5 haber de getirse belirlenen ücreti almaktaydı yani ücret haber sayısına göre belirlenmiyordu... Haftada 4-5 gün görev yapıyordu. Olduğu dönemde bayrama denk geldi mi hatırlamıyorum. Çalışmamış olabilir..." İşveren şahitlerinden Hürriyet muhabiri Nurten Erk, "Davacı Faruk Eskioğlu bildiğim kadarıyla telif ücreti alarak çalışmaktaydı..." derken, meslektaşı Emre Özpeynirci de şu ifadeyi verdi: "Davacı Faruk Eskioğlu 1997-1998 yıllarında Hürriyet Gazetesi'nde muhabir olarak daha doğrusu stajyer muhabir olarak çalışmaya başlamıştı hatırladığım kadarıyla. 6-7 ay çalıştı telif aldığını hatırlıyorum. Gazetecilik sektöründe ilk başta bir anlamda deneme gibi telifle muhabirler çalışırlar daha sonra kadro dediğimiz sigortalı çalışma yapılmaktadır..." ESKİOĞLU: TGC ADINA TALİHSİZLİK Londra'da yaşadığı için davaya şahsen katılamayan Eskioğlu, "Hürriyet gazetesinde bayram seyran demeden 22 ay boyunca haftada 6 gün sabah 9'dan akşam geç saatlere kadar çalıştım. Yalnızca emekli olabilmek için yatırılmayan sigortalarımın yatırılmasını talep etmiştim" dedi. "Hürriyet Gazetesi'nde iki ücret sistemi vardır. 30 yıllık gazeteciye bile asgari ücretten maaş ödenir, kalan ücret de ‘telif’ adıyla vergisiz elden verilir..." diyen Eskioğlu, aleyhine şahitlik yapan eski iş arkadaşlarını şöyle değerlendirdi: "Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkan Vekili de olan Vahap Munyar'ın, haklı bir hak arayışına karşı verdiği ifade şaşırtıcı. Mahkeme sonunda kimin yalancı olduğu anlaşılacaktır. TGC, telifi 'emek sömürüsü, bir hakkın kötüye kullanılması' olarak görüyor. Munyar’ın Hürriyet patronunun yanında telifi savunması TGC adına bir talihsizlik. Mahkeme Duruşma Zabtı'nda yine işveren şahidi Emre Özpeynirci'nin 1974 doğumlu olduğunu öğrendim. Patronunu cezadan kurtarmak için bana 'stajyer' diyen eski iş arkadaşımın doğduğu tarihte ben Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu'na başlamıştım... Şahitlerin TGC'deki üyeliklerinin düşürülmesi için başvuruda bulunacağım. Mahkemeyi kazandıktan sonra da aleyhlerine dava açacağım... İkinci duruşmanın olacağı 1 Mayıs yine bir emeğin zaferine tanıklık edecek…" TGC BAŞKANI: TELİF EMEK SÖMÜRÜSÜ TGC Başkanı Orhan Erinç, bir süre önce Açık Gazete'ye verdiği röportajda "Bir gazeteci telifle çalıştırılabilir mi? Bu yasal mıdır?" sorusunu şöyle yanıtlamıştı: "Bu emek sömürüsüne yönelik bir uygulama. Türkiye’de hukuken gazeteci sayılanların sayısı fiilen gazetecilik yapan ama hukuken gazeteci sayılmayanların dörtte biri düzeyinde . Yani çoğunluk fiilen gazetecilik yapan ama hukuken gazeteci sayılmayanlarda. Medyada üç türlü eleman çalıştırılıyor. Birincisi 5953 sayılı yasaya tabi olanlar. Bu bir zorunluluk. Gazetelerin resmi ilan alabilmeleri için bu kanuna bağlı belirli sayıda gazeteci çalıştırması gerekiyor. İkinci olarak 4857 sayılı yeni iş yasası ile 1475’e tabi olarak çalıştırılan gazeteciler. Bu gazeteciler farklı iş yasası kapsamında çalıştıkları için kıdem tazminatı hakları sınırlı, emekli olma koşulları daha farklı, daha dezavantajlı. Yıllık izin süreleri çok az , işten ayrılma hakları hiç yok. 5953 sayılı yasa kapsamında çalışanların en azından istifa ederek tazminat alma hakları var. İşverenin tutumuna, yazılarına karşı gösterilen tutuma itiraz ederek istifa etme hakları var. Üçüncü olarak da telifle çalıştırılanlar var. Bunlar serbest meslek erbabı olarak görülüyorlar. Serbest meslek erbabının kaynağı gelir vergisi yasasının 18. maddesidir. Bu madde insanların kendi ürettikleri röportaj, fotoğraf, , senaryo, hikaye, roman gibi alanlarla ilgili çalışmalarını nasıl vergilendireceğini, nelerin muaf olacağını hükme bağlamış. Bu muafiyetler arasında haber yok. Çünkü haber ne kadar yazanın yeteneğine bağlıysa da, meslek kurallarına göre yazanın görüşünden bağımsız objektif bir şey. Telifle çalışan gazetecinin kendi ürettiği bir ürünü vermesi lazım. Haber gazetecinin kendi ürettiği bir ürün değil. Bu yüzden muhabirlerin telifle çalıştırılması gelir vergisi yasasına aykırı ama Maliye Bakanlığı bu konuda bir engel ve girişimde bulunmuyor. Oysa telifle çalıştırılanlar dava açtıkları zaman kıdem tazminatı hakkını, eğer asgari ücretten az ücret alıyorsa o aradaki farkı da alıyor. Zaten işveren o tazminatlardan, ödemelerden kaçmak için telifle çalıştırıyor." Gerçek Gündem