Fehmi Koru, neden askerlere arka çıktı!..

Fehmi Koru, neden askerlere arka çıktı!..
Güncelleme:

Fehmi Koru "komutanlara getirilen konuşma yasağı" haberleri hakkında düşündüklerini kaleme aldı

Fehmi Koru/ Yeni Şafak Askerler de konuşur “Komutanlara konuşma yasağı” işitildiğinde insanın kulağına hoş gelmiyor, yasağı çiğneyenlerin orduevlerine girmesinin engelleneceği ayrıntısı ise resmen kulak tırmanıyor. “Acaba gerçek mi?” kuşkunuza cevap bulmak için beklediğinize değdi diye umutlanacağınız açıklama Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılıyor; ancak açıklama ile haberin doğrulandığını mı yalanlandığını mı tam anlayamıyorsunuz. Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) eski mensuplarına ve emekli komutanlara açıklama yasağı koymamış... Daha doğrusu böyle bir uygulama varmış, ama kanunla getirilmemiş bu uygulama; yönetmelik değişikliğiyle gerçekleştirilmiş... Öyle çok geniş kapsamlı da değilmiş; “Sayıları çok az” deniliyor açıklamada... Anlaşılan şu: TSK'nın eski mensuplarından sayıca az bir grubu hedef alan böyle bir uygulama başlatılmış... Yani başa dönülmüş oluyor: TSK ekranlara çıkıp gazetelere beyanat vererek açıklamalar yapan bazı eski mensuplarını cezalandırma kararlılığında; bunun için bir cezanın da öngörüldüğü yönetmelik değişikliği nisan ayı sonunda yapılmış... Açıklamadaki en garip yön de, uygulamayı mazur göstermek için “Maalesef irticai görüşler” ifadesinin kullanılmasıdır. “Maalesef irticai görüşlere sahip” veya “Kişisel ihtiraslarının etkisinde kalan” bazı eski TSK mensuplarıymış konuşmamaları için yönetmelik çıkarılmış kişiler. “Bu kişilerin” diyor Genelkurmay açıklaması, “TSK'dan uzak tutulmaları doğal bir kurumsal korunma tedbiridir.” NOKTA dergisinde yayımlanan ve varlığı sonradan resmen doğrulanmış Türk medyasıyla ilgili 'andıç' belgesinde bazı yayın organlarının 'akredite' edilmemesi için gösterilen gerekçeyle benzerlik taşıyor bu yeni uygulamanın gerekçesi. Orada da, bazı gazete ve televizyonların mensuplarının 'akredite' edilmeleri halinde TSK'nın güvenliğinin tehdit altına düşebileceği ihtimali vurgulanıyordu. Bu yönüyle bakıldığında, TSK'nın iki uygulaması arasında bir tutarlılık fark ediliyor; kendi içinden çıkanlara da takınabildiği bir 'uzaklaştırıcı' tavrı sürdürüyor TSK, medyaya 'akreditasyon' uygulamasıyla... Bir farkla: Hangi yayın organlarının 'akredite' edilmediklerini biliyoruz, yayımlanan yönetmelik ile şimdiye kadar kimlere 'orduevine girmeme' cezası verildiğinden ise haberdar değiliz. TSK eski mensuplarından medyada sıkça görünenlerden tek bir kişiyi bile 'maalesef irticai görüşler' ile yan yana getiremediğimiz için işimiz hayli zor... Tepkiler üzerine son anda bulunmuş bir mazeret değilse bu “maalesef irticai görüşlere sahip” gerekçesi, Genelkurmay Başkanlığı bu gerekçeye ve yeni çıkarılan yönetmeliğe dayanarak şimdiye kadar kimlere cezai takibat başlatıldığını, kimlerin cezalandırıldığını açıklamalıdır. Aslına bakılırsa, açıklamada yer verilen gerekçe bile, TSK mensuplarının yasal haklarından emeklilik döneminde mahrum edilmesini mazur gösteremez. Açıklamada da var; “Emekli subay ve generaller ordu ile organik ilişkileri kalmamış kişiler olup, TSK'nın bu kişiler üzerinde bir tasarruf imkânı bulunmamaktadır.” Askeri Ceza Yasası'nda da 'orduevine alınmama' gibi bir ceza olduğunu sanmıyoruz. 'Akreditasyon' konusunda yaşanan rahatsızlığa şimdi de eski mensuplarına orduevlerinin kapılarını kapatma uygulamasının eklenmesi, TSK'nın halen silâhaltındaki mensupları dışındakilere farklı bakışıyla ilgili bir tasarruf. Orduların özel bir konumu olmasına bir diyeceğimiz yok elbette, ancak başkalarının haklarını da gözetmek şartıyla... Yanlış algılamalara yol açabilen her uygulama, endişe duyulan yanlışlıkların önünü kesmek yerine, kaygıları çoğaltır ve olumsuz etkilerini artırır. Çoğunluğun yanlışlığı üzerinde mutabık kaldığı yaygın 'akreditasyon' uygulaması çoktan beri bu tehlikeye işaret ediyor zaten. Eski askerler de konuşabilmeli, TSK etkinlikleri ulusal medyanın mensuplarına kapalı tutulmamalı.